30 Mayıs 2012 Çarşamba

Giderken


ne uzun oldu yazmıyorum sana
kazandım bir şeyleri
hem de kaybederek bi çok şeyi
çocukluğu ve masumiyeti
samimiyeti ve sevmeyi
hepsi gittiler birer birer çevremden
sahteliklerime bıraktılar yerlerini
sevgi sözcüklerine
ben hiç sevilmedim ki
ben sandığınız korkuluğum sevildi
ve kundağa sarılmamış
kundaklanmış bebeğiniz sevildi
ben yandım


etlerim kemiklerimden ayrıldı
midem ağzımdan aktı
ellerim düştü uçurumlardan
bedenimi zor tuttum
sevmelerimi karşıya geçirdim
kalbimi söküp denizlere attım
ve ben o kanyonlardan da tek başıma geçtim
kimse yokken tuttum kaktüslerin ellerinden


beni beklemeyin artık
ben bu metrisin içinde
kendi tecritindeyim artık
tazminat dönemimi geçtim
yüzünüzde lale izleriyle


gidişinizi ve düşüşünüzü izlemek
acı verici ve yakışmasa da kafiyelere
bazen zevkli bazen zevksiz izleyeceğim hepinizi
tek tek
ellerinizden ne geldiğine bakacağım
ve üzgünüm hiç birinizi tutmayacağım..


25.10.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder